Start-up Şirket Nedir?
Çok güzel bir start-up fikriniz var ve artık hayata geçirmek istiyorsunuz. Sermayenizi, projenizi ve hazırlıklarınızı tamamladınız ve ticaret hayatına bir adım attınız. Start-up olmanın birinci koşullarından biri olan büyüme eğiliminiz ise hiç de umduğunuz gibi gitmiyor. Projenizde bir sorun olduğunu fark ettiğinizde ise aklınıza takılan ilk soru hiç şüphesiz ki “ nerede hata yapıyorum?” sorusu olacaktır. Siz de böyle bir durum ile karşı karşıyaysanız, yazımızı sonuna kadar okumanızı öneriyoruz. Keyifli okumalar dileriz..
Start-up şirketler için birbirinden farklı terimler ve tanımlamalar ortaya atılmaktadır. Start-up şirketleri; büyüme grafiklerinin her zaman artı yönde olmasını amaçlayan, sıfır noktasından başlayıp teknoloji ile gelişen ve gelişimi esnasında kendini yerel bir noktada sınırlandırmayıp tüm dünyaya yayılmayı hedefleyen şirketler olarak tanımlayabiliriz. Start-up’ların girişimlerden en büyük farkı da budur. 2010 yılından beri hayatımızda olan bu kavram, günümüzde oldukça yoğun bir ilgi görse de henüz oturmamış bir kavram olması sebebi ile elde edilen başarı oranı bir hayli düşüktür.
Günümüz koşullarında bilgiye erişimin olabildiğince kolay olması ve hemen her sektörde ciddi bir rekabetin hüküm sürmesi, bu dev pastadan bir dilim almak isteyen kişileri de harekete geçirmeye başladı. Start-up projelerin hayata geçirilmesini takip eden kısa bir süre sonra ortaya çıkan başarısızlık tablolarının elbette birçok nedeni var. Start-up projelerinde yaşanan başarısızlık, araştırma şirketlerinin de radarına girmiş ve bu kapsamda birbirinden farklı değişkenin göz önünde bulundurulduğu çalışmalar yapılmıştır. Hadi gelin bu çalışmaların sonuçlarını birlikte inceleyelim.
Start-up Projelerinin Başarısızlık Nedenleri
Tüm dünyada her yıl çok sayıda yeni bir start-up projesi hayata geçiriliyor fakat çok büyük bir bölümü adını bile duyuramadan kaybolup gidiyor. Bu durum Türkiye’de de pek farklı değil. Özellikle start-up, melek yatırımcı ve bu gibi girişimcilik kelimelerini hayatımıza katan Amerika’da bile kurulan start-up’ların %90’ının kapandığını görmekteyiz. Yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkan başarısızlık nedenlerinin en genel ifadeleri şu şekildedir;
Pazarda İhtiyaç Duyulmayan Ürünlerin Yapılması
Sanayi devrimi döneminde her ürüne duyulan ihtiyaçtan dolayı, firmaların tek odak noktası sadece “ürün yapmak” oldu. O dönemlerde bu ürünlerin niteliği, niceliği veya hiçbir değişkeni önemli değildi. Üretilen her ürün pazardaki yerini alabiliyor ve olumlu geri dönüşler sağlanabiliyordu. Fakat günümüzde artık kapsamlı bir pazar araştırması yapmadan ve müşteri ihtiyaçları göz önünde bulundurulmadan yapılan üretimlerin çok büyük bir bölümü hüsranla sonuçlanıyor. Start-up’ların başarısız olmalarının en büyük nedenlerinden biri, pazarda ihtiyaç duyulmayan bir ürün ile piyasaya giriş yapmak istemeleridir. Bu noktada yapılması gereken şey; bir ürünü/hizmeti piyasaya sunmadan önce bu ürünün müşteriler için bir ihtiyaç olup olmadığının kapsamlı bir şekilde araştırılması ve gerekli analizlerin eksiksiz bir şekilde yapılması gerekmektedir.
Yeterli Finansal Kaynakların Bulunamaması
Start-up şirketlerinin kısa sürede başarısızlığa sürüklenmesi veya tamamen kapatılmasının en önemli nedenlerinden biri de yeterli maddi kaynaklara sahip olamamasıdır. Özellikle var olan fikrin hayata geçirilmesi noktasında yapılan hazırlıkların yetersizliği ve oluşabilecek risklerin göz ardı edilmesi, ileriki dönemlerde yaşanabilecek finansal sorunlara zemin hazırlamaktadır. Pazarda kendine yer edinebilecek ve size başarıyı getirecek olan start-up şirketiniz için şahsi bir maddi kaynağınız yoksa, kendinize en uygun fırsatları sunabilecek bir yatırımcı bulmalısınız. Başarı grafiğini yükseklerde tutmayı başarmış start-up şirketlerin başarı sırlarından biri de, fikirlerini yatırımcılara tabiri caizse pazarlayabilmek ve bu sayede maddi problemlerden doğabilecek krizlerin önüne geçebilmektir. Günümüzde start-up şirketler için çok sayıda etkinlik düzenlenmektedir. Kendinize bir yatırımcı bulabilmek ve fikrinizi pazarlayabilmek adına bu gibi etkinliklere katılmayı ihmal etmemelisiniz.
Doğru ve Etkin Takımın Kurulamaması
Bir projenin tek bir kişi tarafından hazırlanması, yürütülmesi ve başarıya ulaştırılması imkânsız olmasa da son derece zor, karmaşık ve yorucudur. Bu sebeple de doğru ve etkin bir takımın kurulması, her şirkette olduğu gibi start-up şirketlerde de olabildiğince büyük bir öneme sahip olmaktadır. Şirketin misyon ve vizyonları doğrultusunda doğru departmanların kurulması ve bu departmanlarda çalışacak olan personellerin büyük bir özen ile seçilmesi gerekmektedir. Ekip çalışmasına uygun olan personellerin seçilmesi ve personellerin arasındaki enerjinin uyuşması gibi faktörlere dikkat etmelisiniz.